(ALERJİK EGZAMA)
Atopik dermatit (AD); halk arasındaki deyimi ile alerjik egzama olarak da adlandırılır.Çocuklarda %2-10 oranında görülen AD tekrarlayan, süreğen kaşıntılı döküntülerle seyreden, en sık görülen deri hastalığıdır.
Atopik Dermatit (AD) görülmesinde genetik ve çevresel etkenler çok önemlidir. Atopik Dermatit tanısı konan çocukların %60-70 kadarının ailesinde alerji öyküsü vardır.
Atopik Dermatitte deriyi koruyan dış tabaka normal koruma görevini yerine getiremez. Deri elastikiyetini kaybetmiştir.Deriden su kaybı normalden fazla olur. Dış ortamdaki yabancı maddeler deriden kolayca içeri girer. Derideki sinir uçlarının hassaslaşması sonucu gelişen kaşıntı deri sağlamlılığını daha da bozar.
Atopik Dermatit oluşumunu kolaylaştıran nedenlerin başlıcaları; deriyi uyaran alerjenler, terleme, derinin kuruması, enfeksiyon, bazı döküntü yapan hastalıklar, deriyi uyaran yün, naylon, akrilik, parfüm ve parfümlü ürünler, kozmetikler, sabunlar, temizlik maddeleri, alkol içeren ürünler, boyalar ve boyalı ürünlerdir.
Atopik Dermatit bulgularında üç evre vardır:
Akut dönem (İlk dönem): Deri devamlılığı bozulmuştur. Deride kızarıklık, şişlik, içi su dolu küçük kabarcıklar vardır. Deriden sızıntı şeklinde akıntılar ve deri üzerinde kabuklaşmalar görülür. Deri ıslak ve nemlidir. Kaşıntı belirgindir.
Subakut dönem (Orta önem): İlk dönemdeki bulgulara ek olarak deride pullanma, kalınlaşma ve dökülmeler gelişmiştir.
Kronik dönem (Geç dönem): Deri kalınlaşması, soyulma, soyularak dökülme belirgindir. Kaşıntı daha da çok artmıştır.
ATOPİK DERMATİT BULGULARI
Süt çocukluğu döneminde; en çok yüz, saçlı deri, kulak arkası, kol ve bacakların dış yüzeylerinde görülür.
Çocukluk döneminde (12-24 ay arası); boyun ve bileklerin iç yüzünde, popo bölgesinde, alt kısımlarında görülür.
Okul çocukluğu döneminde; dirsek ve diz bölgelerinde, yüzde, boyunda ve gövdenin üst kısmında daha sık görülür. Bazen sadece ellerde de görülebilir.
İleri yaşlarda deride kalınlaşma ve kaşıntı bulguları daha belirgindir.
ATOPİK DERMATİT TE KORUNMA
AD; uzun seyirli, duraklama ve alevlenmelerle seyreden süreğen bir hastalık olduğu için öncelikle korunma önemlidir. Kaşıntıyı uyaran tüylü, yünlü, kürklü, elyaf ve sentetik kumaşlar yerine pamuklu kumaşlar tercih edilmelidir. Özellikle iç giysiler olmak üzere çamaşırlar, elbiseler, yatak, yorgan ve yastık kılıfları özel hassas deterjanlarla yıkanmalı, çok iyi durulanmalı, içerde kurutulmalı hatta mümkünse kurutma makinesi ile kurutulmalıdır.
Küçük çocuklarda kaşınma ve vücutta oluşabilecek çizikleri önlemek için tırnaklar kısa kesilmeli, ellerine uygun eldiven ve ayaklarına çorap giydirilmeli. Özellikle küçük çocuklarda lezyonlu ve kaşıntılı bölgeler kapatılmalı.
Çocuğun fazla giydirilmesi, bulunduğu ortamın sıcaklığının fazla olması çocukta terlemeye neden olarak kaşıntıyı artırır, buna dikkat edilmelidir.
AD’de bazı olgularda diyet önemli olabilir (%20). İnek sütü, yumurta, yer fıstığı, buğday, kuru baklagiller, turunçgiller başta olmak üzere bazı meyveler ve kabuklu deniz ürünleri başta olmak üzere tüm deniz ürünleri Atopik Dermatit bulgularını arttırabilir. Buna dikkat edilmelidir.
ATOPİK DERMATİTTE TEDAVİ
AD’de önce kaşıntı kontrol altına alınmalıdır. Bunun için öncelikle antihistaminikler ve mümkünse sakinleştirici etkisi olan 1. kuşak antihistaminikler kullanılmalıdır. Ortam ısısı düşürülmeli, klima kullanılmalı, ince ve pamuklu giysi giydirilerek terleme engellenmelidir.
Tedavide temel yaklaşım derinin nemlendirilmesidir. Hafif şiddetteki hastalarda gün içerisinde 2-3 kez sürülen nemlendiriciler yeterlidir. Nemlendiricileri sabah-akşam ve banyodan hemen sonra, deri kurumadan, nemli iken tüm vücuda sürülmelidir.
Çok şiddetli kaşıntı ve döküntüleri olan hastalarda her gün ya da gün aşırı banyo yaptırılmalı. Duş şeklinde değil küvette 15-20 dakika süren banyolar tercih edilmeli. Banyodan hemen sonra deri nemli iken ince bir tabaka halinde deriye nemlendirici uygulanmalıdır.
Deride akıntılı kaşıntılı lezyonlar varsa doktor kontrolünde 3-5 günü geçmeyecek şekilde kısa süreli kortizonlu ilaçlardan yaralanılabilir.
KORTİZONLU İLAÇLAR ASLA DOKTOR KONTROLÜ DIŞINDA KULLANILMAMALIDIR.
Dr. YILMAZ BAY
Çocuk sağlığı ve hastalıları uzmanı