(ERGENLİK)

(PUBERTE)

Ergenlik; kısaca çocukluktan erişkinliğe geçiştir. Çocukların fiziksel anlamda büyüdüğü, cinsiyete özgü bulguların gelişmeye başladığı ve tüm bunların sonunda üreme fonksiyonlarının kazanıldığı döneme ERGENLİK DÖNEMİ adı verilir. Ergenliğe geçiş yaşı her bireyde farklıdır. Genetik, ırk, beslenme, spor ve çevresel faktörler pubertenin başlamasını etkiler. Daha iyi beslenen ve genel sağlık koşulları daha iyi olan bireyler de puberte daha erken başlayabilir. Ergenliğin başlaması takvim yaşından çok kemik yaşı ile ilgilidir. Kızlarda kemik yaşı 10-11, erkeklerde 12-13 yaşlarına ulaştığında ergenlik belirtileri oluşmaya başlar. Kız çocukları erkek çocuklarına göre daha erken ergenliğe girerler. 

Ergenlik; çocuklukla yetişkinlik arasına anne ve baba tarafından inşa edilen bir asma köprüye benzer. Bu köprünün temelleri; anne ve babaların kendi anne ve  babalarından, çevrelerinden aldıkları bilgi, deneyim ve öğretilerin üzerine kendi deneyimlerini katmalarıyla atılır. Eğer köprü iyi inşa edilirse çocuklar bu köprüden rahat bir şekilde geçerek erişkinliğe adım atarlar

ERKEKLERDE ERGENLİK

Çocukluktan ergenliğe geçiş süreci olarak adlandırdığımız puberte 5 evreye ayrılır

Pubertede Erkeklerde Genital Organlarda Büyüme:

Evre 1: Doğumdan testis (yumurtalıklar) ve skrotum (yumurtalığın etrafındaki torba) büyümesine kadar geçen süredir.

Evre 2: Testis ve skrotumda büyüme başlamıştır, skrotum derisinin kıvamı değişir pembemsi bir renk alır. Peniste büyüme başlar.

Evre 3: Penis büyümesi enine ve boyuna artmıştır. Testis ve skrotumlarda büyüme devem eder.

Evre 4: Penisin hem enine hem de boyuna büyümesi belirgin olarak artmıştır. S krotum derisi kalınlaşmış ve koyulaşmıştır.Testisler daha da büyümüştür. 

Evre 5: Erişkin evresi. Testisler ve penis erişkin boyutlarına ulaşmıştır.

Dış genital organların gelişmesinin tamamlanması ilk belirtilerin görülmeye başlamasından sonra 2-5 yıl içerisinde, ortalama  3-4 yılda tamamlanır.

Pubis kıllanması (özel bölgede kıllanma):

Pubis kıllanması erkeklerde 5 evrede tanımlanır:

Evre 1: Doğumdan ilk kıllanmanın görülmesine kadar geçen evredir. Özel bölgede kıllanma yoktur.

Evre 2: Skrotum üzerinde tek tük  düz kıllar gözükmeye başlar. 

Evre 3: Kıllanma skrotum üzerine penis  etrafına yayılır. Kılların  rengi koyulaşmaya ve kıvrıklaşmaya başlar.

Evre 4: Koyu ve kıvrılmış kıllar; skrotum, penis kenarı ve pubis denilen  bölgeye daha fazla yayılır. Fakat tüm pubis üçgeni olarak adlandırılan bölgeyi doldurmamıştır.

Evre 5: Kıllar özel pubik üçgenin tamamını penisin bir kısmını ve skrotumu kaplamıştır. Daha sık, daha kalın, daha koyu ve daha kıvrıktır.

Koltuk altı kıllanması; pubertenin 3-4. evresinde zirve büyüme hızına ulaşıldığı dönemde olur.

Bıyık gelişimi; pubertenin 5 evresinde 13-15 yaş dolaylarında, üst dudağın kenarlarından başlar.

Sakal gelişimi; bıyık gelişimi başladıktan ortalama 1 yıl sonra yanaklarda başlar. Çenede sakal gelişimi pubertenin 5. evresinden 2-3 yıl sonra başlar.

Ses kalınlaşması; pubertenin 3-4. evresinde başlar.

Sperm gelişimi ve spermarş; pubertenin 2-3-4. evresinde başlayabilir. 

Akne (Ergenlik sivilceleri); pubertenin 2-3-4. evresinde görülmeye başlar.

Jinekomasti (Erkeklerde meme büyümesi); pubertenin 2-3-4. evresinde görülmeye başlar.

ADÖLASAN BÜYÜME SIÇRAMASI (ABS): Erkeklerde kızlardan ortalama 2-3 yıl sonra ortalama 13-14 yaş dolaylarında başlar, 2-3 yıl sürer. ABS’nin ortalarında ortalama 2 yıl süre ile Zirve Büyüme Hızı (ZBH) olur. Bu dönemde erkekler yılda 8-10 cm uzar. Pubertenin başlangıcından bitimine erkek çocuklar, ortalama 28-30 cm uzarlar.

ERKEK ERGENLERDE CİNSELLİK

Cinsellikle üreme farklı şeylerdir.

Üreme; çocuk yapma eylemidir.

Cinsellik; zevk almak, keyif almak, mutlu olmak için yapılan cinsel eylemlerin tümünü içerir. Cinsellik bir bireyin bedeniyle en fazla keyif alabileceği bir eylemdir. Cinsellik; biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir olaydır.

Pubertede erkeklerde Cinsellik 3’e ayrılır;

1- Bedensel Cinsellik: Doğası gereği erkeklerin kızlara, kızların da erkeklere karşı istek duymalarıdır.

2- Ruhsal Cinsellik: Kadın ve erkekler arasındaki duygusal yakınlaşmalardır.

3- Sosyal Cinsellik: Ergenlerin toplum cinselliğine bakışı ve toplumun da ergen cinselliğine bakışını içerir. Örneğin; flört, sözlülük, nişanlılık ve düğün evresinde oluşan tüm eylemleri içerir

Bu dönemde erkeklerde değişen hormonlara bağlı olarak nasıl ki boy uzaması, belirli bölgelerde tüylenmede artış, seste kalınlaşma gibi fiziksel değişimler yaşanıyorsa; penis ve testis boyutlarında da büyüme olur. Penis ve testislerdeki bu büyümenin belirli bir evresinde testislerde meni denilen erkek üreme sıvısı yapılır. Erkeklerde meni denilen bu sıvı belirli aralarla dışarı atılır ve yerine yeni sıvı yapılır. Doğal olarak bu sıvı cinsel birleşme yoluyla dışarı atılır. Erkek ergenler bu sıvıyı genelde geceleri görülen cinsel içerikli rüyalar sonucu  sabah ıslanması şeklinde ya da mastürbasyon yoluyla dışarı atarlar. Mastürbasyonun kötü bir şey olmadığını, günah olmadığını çocuğunuza anlatmalısınız. Cinsel olarak uyarıldığında  kendi evinde, kendi odasında ya da banyoda yanında kimse yokken mastürbasyon yapabileceği ergene; babası ya da bu konuları konuşabileceği yakın akraba, dost ve arkadaşlardan biri tarafından anlatılmalıdır.

Yakın akraba, dost, arkadaş çocuklarıyla cinsel dürtüsünü gidermemeleri gerektiği böyle bir davranışın karşı tarafa fiziksel ve ruhsal yönden zarar verebileceği ergene açık bir şekilde anlatılmalıdır. Yine 18 yaşından önce bir kadınla cinsel birlikteliğin ruhsal, sosyal ve kanuni açıdan sorunlu olabileceği, ilk birleşmelerde performans kaygısı nedeni ile başarısız olma olasılığının yüksek olduğu ergene iyice anlatılmalıdır. Evlilik hayalleriyle erken yaşlarda yapılan cinsel birlikteliklerin ilerde çok büyük sorunlara yol açabileceği ergenle detaylı bir şekilde konuşulmalıdır.

İstenmeyen gebelikler ve cinsel yolla bulaşan AİDS, Hepatit B, Sifiliz, Herpes gibi hastalıklar konusunda ergene detaylı bilgi verilmelidir. Bariyer korunma yöntemi olan prezervatif kullanmanın hem istenmeyen gebelikleri hem de cinsel yolla geçen hastalıkları önlediği ergene iyice anlatılmalıdır.

Oğlan çocuğu olan anne babalar, özellikle de babalar; çocukları 11-12-13 yaşlarına geldiğinde yani ergenliğin ilk belirtileri olan özel bölgede kıllanma, koltuk altında kıllanma, seste kalınlaşma başladığında; çocuğu ile oturup konuşmalı. Böyle bir konuşma yapmadan önce bu konuşmaya hazır olup olmadığınızı kontrol etmelisiniz. Eğer yeterince bilgi ve deneyiminiz yoksa profesyonel bir yardım almalısınız. 

Böyle bir konuşmada

  • Penis ve testislerde büyüme, özel bölgede kıllanma, koltuk altı kıllanması, sakal ve bıyık çıkması, meni oluşumu ve meninin dışarı atılması gibi konularda  gerekli bilgileri çocuğunuzun anlayabileceği bir şekilde ona anlatın.
  • Cinsellik üzerine yeterli bilgiyi kısa ve öz olarak çocuğunuza anlatın.
  • Cinsellik üzerine çocuğunuzun sorduğu soruları geçiştirmeyin, onlara yeterince cevap veremiyorsanız deneyimli birisinden yardım alın.
  • Erken cinsellik, cinsel yolla  bulaşan hastalıklar, kızlardaki olası hamilelik, hamilelikten korunma hakkında çocuğunuza yeterli bilgiyi verin.
  • Sürekli öğüt veren, ahlak dersi veren bir tutum içinde olmayın.
  • Cezalandırıcı ve tehdit edici cümleleri asla kullanmayın.
  • Aşırı cezalandırıcı ya da aşırı özgürlükçü tutumlar içinde olmayın.
  • GEREKLİ, YETERLİ VE DOĞRU  BİLGİYİ KISA CÜMLLERLE BASİT BİR ŞEKİLDE ANLATIN.

ERGENLİK DÖNEMİNE İLİŞKİN SORUNLAR

Erken Puberte ya da Puberte Gecikmesi: Genetik özelliklere bağlı olarak ergenlik belirtilerinin ortaya çıkma yaşı her bireyde farklıdır. Erkek çocuklarında pubertenin ilk belirtileri 10-15 yaş gibi geniş bir aralıkta görülmeye başlayabilir. Testisler ve peniste büyüme, genital bölgede kıllanma gibi belirtilerin 10 yaşından önce başlaması erken puberteyi düşündürebilir.15  yaşına geldiği halde hâlâ testisler ve peniste büyüme ve genital bölgede kıllanma belirtilerinin görülmemesi puberte de gecikmeyi düşündürmelidir. Böyle durumlarda mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Beslenme Sorunları: Ergenlik döneminde büyüme ve gelişme hızı arttığı için yeterli ve dengeli beslenme çok  önemlidir. Büyüme hızındaki duruma göre çocuğunuzun beslenmesine özen göstermelisiniz. Yeterli protein, karbonhidrat ve iyi yağları almasını sağlamalısınız. Her gün süt ve süt ürünleri, et, tavuk, balık, kuru baklagil, 1- 2 adet yumurta, mevsimin taze sebze ve meyvesi, kuru yemiş gibi yiyecekleri özellikle bu dönemde çocuğunuzun yeterli almasını sağlamalısınız.

Bu dönemde ergenler dış görünüşlerine daha çok özen gösterdikleri için zayıflamak amacıyla bazen yeterli ve dengeli besin almayabilirler. Bazen de bu zayıflama isteği kız çocuklarında daha fazla olsa da son zamanlarda erkeklerde de görülen Anorexia Nevrosa denilen aşırı kilo kaybına kadar giden bir haslığa neden olabilir. Böyle bir durumda profesyonel bir yardım almanız gerekebilir. 

Bazı ergenler can sıkıntısı, kendine güvensizlik, arkadaş edinememe, arkadaşları ile anlaşamama gibi nedenlerle fazla miktarda ve düzensiz besin alırlar. Bu aşırı beslenme; kilo fazlalığına hatta bazen aşırı şişmanlığa (obezite) kadar giden tablolara neden olabilir. Çocuğunuza örnek olarak ona sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmalısınız.

Yine bu dönemde demir içeren gıdaların yeterli alınamaması nedeniyle demir eksikliği anemisi, hızlı büyümeye bağlı artan kalsiyum gereksiniminin karşılanmaması sonucu kemik zayıflığı bu dönemin en belirgin beslenme sorunları arasındadır. Çocuğunuzun özellikle bu dönemde demir ve kalsiyumdan daha zengin gıdaları almasını sağlamalısınız..

İskelet bozuklukları: Skolioz (omurga eğilmesi), Kifoz (kamburluk), diz ve dirsek eklemlerinde şişlik ve tüm eklemlerde görülen büyüme ağrıları bu dönemin en belirgin iskelet bozuklukları arasındadır. Uygun duruş, bel boyun eksersizleri, günlük jimnastik ve sporla bu yakınmaların önüne geçebilirsiniz. Tüm bunlara rağmen yakınmalar giderek artan bir şekilde ısrarla devam ediyorsa doktorunuzdan yardım almalısınız.

Ergenlik Sivilceler (Acne Vulgaris): Ergenlik hormonlarının etkisi ile yağ bezeleri ve kıl diplerinin iltihaplanması sonucu gelişir. Bazen zihinsel gerilimler, ergenlik bunalımları, sınav stresleri bu sivilceleri daha da arttırabilir. Bazı yiyecekler özellikle aşırı yağlı yiyecekler, hazır gıdalar ve çerezler de sivilcelerin artmasına neden olabilir. Bu sivilceler ergenleri  psikolojik olarak olumsuz  etkiler. Yeterli, dengeli ve sağlıklı gıdalarla beslenme, düzenli ve sakin bir yaşam, düzenli yüz temizliği, uygun kremler ergenlik sivilcelerin tedavisi için yeterlidir. Bütün bu önemleri aldığınız halde sivilceler halen devam ediyorsa doktorunuzdan yardım almalısınız.

Basit Guatr (Troid bezi büyümesi): Bu dönemdebüyüme hızlı olduğu için triod bezi de büyümeyi karşılamak için bazen biraz fazla çalışır. Bu fazla çalışma bazen troid bezinin basit şekilde büyümesine neden olabilir. Bazı basit troid testleri ile (FT 3, FT 4 , TSH gibi) troid bezinin çalışması araştırılır. Bu testler normal ise tedavi gerekmez. Troid bezindeki büyüme 2-3 yıl içinde kendiliğinden geriler. İyot eksikliği olasılığına karşı özellikle bu dönemde iyotlu tuz kullanılmalıdır.

Madde Kullanımı ve Bağımlılık: Özelikle erkek ergenlerde daha fazla gözlenen sigara, alkol, esrar ve buruna çekme yoluyla kullanılan maddelere bağlı bağımlılık bu dönemin en önemli sorunları arasındadır. Aile içi problemleri olan ergenlerde madde bağımlılığı daha çok gözlenir. Önce sosyal ortamlarda arkadaş etkisiyle alkol alımı şeklinde  başlayan bağımlılık giderek sigara, esrar ve diğer maddelere bağımlılık şekline dönüşebilir.

Çocuğun yakın izlemi, okul ve arkadaş çevresi izlemi madde bağımlılığı oluşmasını önlemede ve tedavide çok önemlidir. Bu dönemde öğretmenlere de çok büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Psikolojik Sorunlar: Ergenlik çağına kadar anne babanın etkisi altında kalan çocuklar; ergenliğin başlaması ile birlikte kendilerini daha bağımsız hissederler. Bu erken bağımsızlık duygusu; ergenlerde bir çok ruhsal ve davranışsal bozukluğun ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu dönemin en büyük sorunlarından birisi kimlik kargaşasıdır. Evde anne babaya, okulda öğretmene itaatsizlik, arkadaşlarla geçinememe, uyum güçlükleri, okul başarısızlıkları, cinsel davranış bozuklukları bu dönemde ergenlerde en çok görülen psikolojik sorunlar arasındadır. Özellikle erkek çocuklarda daha fazla olsa da kız çocuklarında da giderek artan bir şekilde görülen; suç işlemeye eğilim, sigara, içki, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar, kaygı, korku gibi psikolojik sorunlar yine bu döneme özgü psikolojik bozukluklar arasındadır. 

Çocuğunuzla doğumdan itibaren ergenlik dönemine kadar duygusal ve sosyal yönden iyi ilişkiler içerisinde olursanız ve bu iyi ilişkiyi ergenlik döneminde de sürdürürseniz onun daha rahat bir ergenlik dönemi geçirmesini sağlayabilirsiniz.

Ergenlerde Depresyon: Ergenlik döneminde soyut düşünme ön plandadır. Ergen kendini, ailesini, çevresini ve dünyayı daha çok sorgulamaya başlar. Bağımsızlık duygusu artmıştır. Bağımsızlıklarını ilan etmek için kurallara uymak istemezler. Ani duygusal iniş ve çıkışları vardır. Çok kolay bir şekilde yanlış olarak çevresi tarafından önemsenmediği, anlaşılamadığı yargısına varabilirler.

Ergenlik döneminde çocukların ilgileri bedenlerine daha çok yönelmiştir. Bir çok ergende kendini beğenmeme, yüz, burun, göz gibi bazı organlarını beğenmeme gibi bulgular gözlenebilir. Aşırı sinirlilik, alınganlık, öfke, yıkıcı hareketler, saldırganlık, suçluluk duygusu, arkadaşları ile geçinememe, sevilmediklerini düşünme, her zaman zevk aldığı şeylerden zevk almama, karar vermede zorluk, aşırı kilo vermeye kadar giden bir iştahsızlık, uyku bozuklukları, konsantrasyon eksikliği, gelecek ile ilgili abartılmış karamsarlık, ümitsizlik, kendini olduğundan daha değersiz hissetme, alkol, sigara, madde kullanımı gibi bulgulardan bir ya da bir kaçı ergenlerin bir çoğunda görülebilir. Bu bulguların 15-20 günden daha uzun sürmesi durumunda ergenlik çağı depresyonundan şüphelenilmelidir.

Yukarıdaki bulgulardan bir ya da birkaçını az ya da çok çocuğunuz da gözlemliyorsanız;

ÖNCELİKLE ÇOCUĞUNUZA ÖZEL ZAMAN AYIRIN VE ONUNLA KONUŞUN.

  • Hemen endişelenmeyin çocuğunuzu anlamaya çalışın.
  • Çocuğunuzla birlikte onun da seveceği  aktiviteler yapın.
  • Evde ve yakın çevrede; stres yaratabilecek olayları azaltmaya çalışın.
  • Çocuğunuza değer verdiğinizi ve onu  koşulsuz sevdiğinizi her fırsatta ona hissettirin.
  • Çocuğunuzun duygularını dinleyin. Neler yaşadığını anlamaya çalışın.Olaylara onun penceresinden bakın. Empati yapın. Kendinizi onun yerine koyun.
  • Yalnızca olumsuz davranışlarını konuşmayın. Yaptığı olumlu davranışları da konuşun ve bu olumlu davranışlarından memnun olduğunuzu ona anlatın.
  • Kurallara baş kaldırmasının ergenlik sürecinin doğal bir parçası olduğunu onunla paylaşın. Oturup konuşarak kuralları birlikte bir daha gözden geçirin. Belki bazılarını esnetebilir hatta bazılarından da tamamen vazgeçebilirsiniz. Belki de çocuğunuz bazı kuralları kendi isteği ile benimseyebilir.
  • Yapmaktan keyif aldığı aktivitelere yönlendirin.

Tüm bu önemleri almanıza rağmen; özellikle moral bozukluğu, üzüntü, hayal kırıklığı, düşük benlik duygusu, günlük aktivitelerini yerine getirememe, derslere ve çevreye ilgisizlik gibi belirtilerin 30-40 günden sonra hâlâ devam etmesi durumunda ÇOCUĞUNUZDA ERGENLİK ÇAĞI DEPRESYONU GELİŞİYOR OLABİLİR. Profesyonel bir yardım almak gerekebilir. Bunu da değerlendirmelisiniz.

Çocuğunuz sizin çocuğunuz ancak sizin kopyanız değil. Sizden farklı bir kişilik geliştiriyor. Bunu çok doğal karşılayın ve onu anlamaya çalışın. Gerektiğinde gerektiği kadar onun yanında olun. Belki de bazı şeyleri deneyerek öğrenecektir, ona bu fırsatı da tanıyın.

Dr. Yılmaz Bay

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Yorumlar kapalı.