Yazıma başlamadan önce hemen belirteyim. Televizyon, bilgisayar, tablet, Laptop, CD, DVD, akıllı telefon, videoyu ve tüm görsel, işitsel oyun araçlarını ayni kategoriye koyuyoruz. Televizyon için söylediklerimiz diğerleri için de geçerlidir.

20. Yüzyılın en büyük buluşları arasında yer alan T.V. insanlık adına büyük gelişmelere sebep olmuştur. Aile hayatını; milattan önce ve milattan sonra gibi T.V. den önce T.V. den sonra diye 2’ye ayırmak mümkündür. Televizyondan önceyi; aile yaşamı için karanlık, tele- vizyondan sonrayı ise aile yaşamı için aydınlık dönem olarak nitelendirebiliriz.

Çağımızın en önemli kitle iletişim aracı olan televizyonun çocuklara yararlı mı; zararlı mı? olduğu hep sorgulana gelmiştir. Bu soruyu ben bıçak insana yararlı mı, zararlı mı ya da uranyum insanlık için yararlı mı, zararlı mı? şeklinde algılıyorum. Bıçakla elma soyarsak yararlı, elimizi kesersek zararlı. Uranyum atomundan elektrik enerjisi üretebiliriz ve yararları sonsuzdur. Atom bombası yaparsak da zararları sonsuzdur. Bunun gibi televizyonu olumlu kullanırsak elbette ki yararlıdır. Gereğinden çok ve yerli yersiz kullanırsak elbette ki zararlıdır. Azı karar, çoğu zarar ilkesi çoğu şeyde olduğu gibi burada da geçerlidir.

Televizyonun çocuklara olan olumsuz etkilerini söyle sıralayabiliriz:

  • Öncelikle çocuk cansız bir varlık karşısındadır. Konuşmasına, bakışına, gülümsemesine karşılık vermeyen, gönderdiği iletişim ve etkileşim mesajlarını algılamayan sert ve soğuk bir cisim karşısındadır.
  • Duygusal ve sosyal uyarıdan yoksundur.
  • Çocuklar televizyon başında hareketsiz kalmakta, enerji harcamamakta.
  • Yine televizyon başında farkına varılmadan gereğinden fazla besin tüketilmekte,
  • Reklamlardan olumsuz etkilenilerek kalorisi yüksek, besin değeri az besinler tüketmekte ve bu da çocukta fazla kiloya neden olmaktadır.
  • Çocuk olaya katılamamakta önüne ne sürülürse onu kabullenmekte, fikir yürütememekte,soruları cevapsız kalmakta, sevgi ve sıcaklık bulamamaktadır.
  • Sosyal gelişimi olumsuz etkilemekte, çevre ve arkadaş ilişkilerini bozmakta.
  • Zamanı tüketmekte; diğer aktivitelere, oyuna, ödeve, okumaya zaman kalmamaktadır.
  • Gecenin geç saatlerine kadar anne ve babanın yanında televizyon izleyen çocukta uyku ritmi bozulmaktadır.
  • Çocuk için hazırlanmayan bazı programlar dil gelişimini olumsuz etkilemekte, hatta konuşma bozukluğuna neden olmaktadır.
  • Dili çocuklar konuşarak ve tekrar ederek öğrenmekte televizyon bu konuşma ve tekrarı engellediği için konuşmayı geciktirmektedir.
  • Aşırı şiddet ve abartılı cinsellik içeren filimler çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir.

Televizyondaki şiddetin çocuğun ruh sağlığına olan olumsuz etkileri:

8 yaşın altındaki çocuklarda soyut düşünce oluşmamıştır, gerçek ve fantezi arasındaki ayırım henüz yapamazlar. Çocuklar için hazırlanmayan programlarda gerçek ile rolü birbirlerine karıştırırlar ve T.V de gördükleri her şeyi gerçek olarak değerlendirirler ve olduğu gibi algılar. Çocuklar, gördüklerini öğrenir ve uygularlar. Genelde filmlerde şiddeti uygulayan kahramandır, şiddet uygulanan kötü adamdır. Çocuk, problemleri çözmek için şiddet uygulanmasını normal olarak değerlendirir ve çevresine de uygulamak ister. Yine şiddeti göre göre şiddete karşı duyarsızlaşır. Bazı filmlerde şiddet komedi ve cinsellikle işlenir. Bu gibi filimler karşı tarafa zarar verirken eğlence ve zevkte uyandırdığı için daha da zararlıdır. Sonuçta çocuklarda saldırgan davranışlarda artma, kendine ve yakınlarına zarar geleceği korkusu, uyku bozuklukları, gece kabusları, saldırganı model alma, güçlünün yanında olma gibi ciddi bozukluklara neden olduğu için çocukların şiddete tanık olmasını asla istemiyoruz.

Anne babalar çocukları ile televizyon izlerken istenmeyen bir görüntüyle karşılaştıklarında; öncelikle anne-babalar çocuklarına hangi programı izleteceklerini ve hangi programı birlikte izleyeceklerini baştan belirlemelidirler. Birlikte izledikleri bir programda programın gidişi istenmeyen bir sahneye doğru ise çocuğa fark ettirmeden ilgisini başka alana yöneltmelidirler.

Örneğin bu birlikte oyun oynamak, kitap okumak, dışarı çıkmak, oyuncaklarına yöneltmek olabilir.
İstenmeyen ani bir görüntü karşısında ise “Evladım bu program bize göre değil. Bunu izlemek yerine gel seninle şu aktiviteleri yapalım” diyerek yine çocuğun merakının artmasına neden olmadan başka uğraşlara yöneltmelidirler.

Televizyon izlemenin çocuğa olan yararları:

  • Televizyon çocukların işitsel, görsel uyaranlarla, öğrenmesine, bilgilenmesine ve eğlenmesine katkıda bulunur.
  • Eğitici programlarla derslerine yardımcı olur.
  • İlgi alanlarını genişletir.
  • Çocuklar için hazırlanmış müzik programları ile ruhsal doyumu sağlar.
  • Haber ve belgesel programları ile dış dünya, çevre ve diğer insanlarla ilgilenmesine yol açar.
  • Savaş, yoksulluk gibi hayatın gerçek- lerinden haberdar olmasını sağlayarak, yalnız kendini değil dış dünyayı da düşündürerek bencillikten uzaklaştırır.
  • Özel hazırlanmış çocuk programları ile dilini doğru ve düzgün kullanmasını sağlar.
  • Zamanında başlanan yabancı dil programları ile ikinci bir dil öğren- mesine katkıda bulunur.
  • Daha büyük çocuklar doğru Internet kullanımı ile gerekli sonsuz bilgiye kolayca ulaşarak derslerinde, ödevlerinde büyük kolaylıklar sağlayabilirler.
  • Eğitici sağlık programlarını izleyerek sağlıkları hakkında doğru ve yararlı bilgiler edinebilirler.

Televizyondan daha verimli yararlanmak için belli kurallara uyulmalıdır. Her şeyde olduğu gibi burada da anne-babalar çocuklarına örnek oluşturmalıdırlar. Çocuklar gördüklerini uygularlar. Kendisi bütün gün televizyon başından ayrılmayan anne baba çocuğuna kural koyamaz. Başta anne baba olmak üzere evde yaşayan herkesin bir televizyon izleme programı olmalıdır. Bu program ev işlerini, yemeği, oyunu, kitap okumayı, ders çalışmayı ve aile içi kaynaşmayı olumsuz etkilemeyecek ve her birine yeterli zaman bırakacak bir program olmalıdır. Yan yana değil birlikte yaşayan bir aile yapısı içinde olunmalı, çocuk yaşamın her alanına katılmalıdır.

  • 3 Yaşın altındaki çocuklar kesinlikle televizyon karşısında olmamalı ve onlara televizyon izlettirilmemelidir.
  • 3-6 yaş arasındaki çocukların televizyon başında geçirdikleri günlük süre 2 kez 30-45 dakikayı geçmemelidir. Yaşlarına uygun çocuklar için özel olarak hazırlanmış televizyon kanallarındaki programlardan ya da normal kanallardaki yaşlarına uygun çocuk programlarından yararlanılabilir.
  • 6-12 yaş arasında çocuklar hafta içi günlük en fazla 1 saat, hafta sonları ise 2-3 kez 30-45 dakika süre ile televizyon izleyebilirler.
  • 16 YAŞ ALTINDAKİ ÇOCUKLAR ASLA YALNIZ BAŞINA TELEVİZYON İZLEMEMELİ. Anne babalar çocuklarla birlikte televizyon izlemeli, programları değerlendirilmeli, çocuğun görüşü sorulmalı, karşılaşılan olaylar hakkında fazla detaya girmeden yorumlar yapılmalı ve onun da yorumlara katılması sağlanmalıdır.
  • Hangi süre ile ve ne çeşit programın izleneceği önceden planlanmalı, günlük, haftalık, aylık programlar yapılmalı.
  • Televizyon başında çocuklara asla yemek yedirilmemeli.
  • Bir seferde 30-45 dakikadan fazla televizyon izlenmemeli.
  • Çocuğun günde en fazla 3 kez 30-45 dakika televizyon izlemesine izin verilmeli.
  • İstenmeyen görüntülerin yer alabileceği programlardan kaçınılmalı. Çocuklar televizyon dışında başka aktivitelere yönlendirilmeli; Çocukların en önemli uğraşı oyundur. Büyük için iş ne ise çocuk içinde oyun aynıdır. Erişkin ruh sağlığı sevmek ve çalışmaksa; çocuk ruh sağlığı sevilmek ve oynamaktır. Çocuklar boş zamanlarının % 80 ‘ini oyunla geçirmelidir.
  • Aile içinde sohbet etmek çok eğlenceli olabilir. Çocukların eş, dost ve akrabalarla birlikte olmaları sağlanmalı ve onlarla yeterince zaman geçirmelerine fırsat verilmelidir.
  • Yine kitap okumak çok iyi bir boş zaman değerlendirme yöntemidir.
  • Ev işlerinde anneye yardımcı olmak, odasını toplamak, oyuncaklarını yerleştirmek. Daha büyük çocukların yemeğe, bulaşığa, temizliğe yardımcı olması boş zaman değerlendirmesi dışında çocuğun hayata hazırlanması için de gereklidir.

Sözün özü; televizyon yaşamımızın bir gerçeğidir. Yaşamın gerçeklerini, zorluklarını ve eğlenceli yanlarını bize yansıtır. Doğru kullanıldığında yaşam ve aile ilişkileri açısından çok faydalı, etkili ve vazgeçilmez bir araçtır.

Dr. Yılmaz BAY

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileğiyle…

Yorumlar kapalı.