“İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz”

   Evde artık duygularınızı, düşüncelerinizi sevinçlerinizi, üzüntülerinizi(Siz yine de üzüntülerinizi paylaşmayın) gerçek anlamda paylaşabileceğiniz bir dostunuz var. Evin her köşesinde karşınıza çıkabiliyor. Kendine özgü şarkılar söylüyor. 7 ile 20 kelime arasında biliyor. Kendi adını biliyor ve seslendiğiniz zaman dönüp bakabiliyor. Bildiği bir eşyanın ismini söyleyebiliyor. İstediklerini işaretle belli ediyor, altını ıslattığında gelip size gösterebiliyor ya da tuvaletini yapmak için  koltuk,kapı,perde arkası gibi bir yere saklanıyor.

    Elinden tutarsanız merdivenleri çıkabilir. Geri geri sürünerek inebilir, düşen oyuncağı almak için çömelebilir. Tahta küplerden ikili, üçlü-,dörtlü kuleler yapabilir. Resimli kitaplara bakmaktan hoşlanır. Birkaç sayfayı birden çevirebilir. Kalemle çizgiler çizip karalamalar yapabilir. İlk karalama girişimleriyle kendini yazılı olarak anlatmaya başlar. Oyuncak bebeğine yemek yedirmek gibi basit günlük etkinlikleri taklit eder. Benim, senin, onun gibi zamirleri; hayır, olmaz gibi olumsuzlukları kullanır.  

    Mümkün olduğunca ona sık kitap okuyunuz. Sevdiği kitapları tekrar tekrar okuyun. Renkli, resimli kitapları kendisinin tutmasına ve karıştırmasına izin verin.    

OYUNCAK SEÇİMİ

  • Bu dönem çocuğunuzun en hareketli olduğu dönemdir.
  • Üzerine binilebilir büyüklükte itilen veya çekilen ses çıkartan tahta veya plastikten hayvan türü oyuncaklar onu hareketli kılar.
  • Üzerindeki deliklerden içerisine topların veya basit geometrik figürlerin itildiği setler el becerisini ve şekil duygusunu geliştirir.
  • Küçük sandık, sepet, tabure, süpürge, faraş gibi oyuncaklar fiziksel gelişmesine yardımcı olur.
  • 4–5 parçalı yap bozlar, Legolar zihinsel gelişilmesi için oldukça iyidir.
  • Gece yatarken baş ucunda çalacağınız görüntüsüz basit öykü CD leri ve okuyacağınız yırtılmaz bol resimli kitaplar hem bilgisini artırır hem de ona okuma alışkanlığı kazandırır.

HANGİ OYUNLARI OYNAYABİLİRSİNİZ?

  • Ağız, burun, göz, kulak gibi organları göstererek organ tanıma oyunu oynayabilirsiniz.
  • Her türlü ev işlerinde yardımını isteyerek onu yaşamın her alanına katabilirsiniz.
  • Her gün belirli saatlerde sokağa çıkarak ve çevre de gördüğünüz şeyleri ona anlatarak çevreyi tanımasını sağlayabilirsiniz.
  • Çocuğu olan ailelerle bir araya gelerek daha sosyal olmasını sağlayabilirsiniz.
  • Saklambaç, köşe kapmaca gibi oyunlarla hareket ve yürüme becerilerini arttırabilirsiniz.
  • Birlikte söyleyeceğiniz çocuk şarkıları ve tekerlemelerle onun kelime dağarcığını geliştirebilirsiniz.
  • Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de birlikte bol resimli kitaplar okuyabilirsiniz.

DEĞİŞİK TATLAR

          ÇORBALAR: Alımının kolay olması nedeniyle çocukların en sevdiği gıdalar arasındadır. Sevmediği birçok gıdayı çorbaların içerisine karıştırarak çocuğunuza verebilirsiniz. 

İşte size 3 Örnek;

        Etli Sebze Çorbası:100 gr kuzu eti,1 orta boy havuç,1 orta boy patates,1 orta boy kereviz,1 küçük soğan ve 2 diş sarımsağı 1 bardak su içinde karıştırın.Üzerine 1 çorba kaşığı un ilave edip kısık ateşte 20-30 dakika pişirin. İneceğine yakın içine 1 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı ekleyin. 2-3   dakika daha kaynattıktan  sonra oda sıcaklığında çatalla iyice ezip çocuğunuza sunabilirsiniz.

         Bahar çorbası: 100 gram kabukları soyulmuş bezelye, 2 taze havuç, 2 yaprak marul, 1 orta boy soğan ve 2-3 dal maydanozu 1 su bardağı kadar su içerisinde 20-30 dakika pişirin. İneceğine yakın içine 1 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı ekleyin. 2-3   dakika daha kaynattıktan  sonra oda sıcaklığında çatalla iyice ezip çocuğunuza sunabilirsiniz. 

       Domatesli ekmek çorbası: 1 adet domatesi soyup çekirdeklerini çıkardıktan sonra küçük parçalara bölün. Orta boy bir soğanı ince ince kıyın. Domates ve soğanlara 2 dilim kurutulmuş ve ince doğranmış ekmeği ekleyin. İneceğine yakın içine 1 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı ekleyin. 2-3   dakika daha kaynattıktan  sonra üzerine 2 çorba kaşığı rendelenmiş peynir ekleyerek oda sıcaklığında çocuğunuza sunabilirsiniz.

       BALIK KÖFTESİ: Sardalye, hamsi, lüfer, mezgit, barbun, tavuk balığı, dil balığı gibi balıklarla yapılabilir. 1 orta boy patates, 1 orta boy havuç, 1 orta boy soğan ve 200 gr balığı ufak ufak doğradıktan sonra bir kapta 15 dakika haşlayın. Ateşten aldıktan sonra onlardan ufak ufak köfteler yapın. 1 yumurtayı bir kapta iyice çırptıktan sonra üzerine galeta unu ekleyin. Yaptığınız köfteleri bu karışıma batırın. Daha sonra zeytinyağı koyulmuş yanmaz tavada 5-6 dakika pişirip oda sıcaklığında çocuğunuza sunabilirsiniz.

        ETLİ KABAK DOLMASI:100 gr kıymayı ince ince kıydığınız soğan, sarımsak, dereotu, domates ve pirinçle karıştırın.Bu karışımı içini boşalttığız kabakların içine doldurun.Kabakların ağzını domatesle kapatın. Kabakların üzerini geçmeyecek kadar su ilave edin. Kısık ateşte 20-30 dakika pişirin. İneceğine yakın içine 1 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı ekleyin. 2-3   dakika daha kaynattıktan  sonra oda sıcaklığında çatalla iyice ezip çocuğunuza sunabilirsiniz.

        MAKARNA: Bütün bebeklerin en sevdiği yemeklerin başında makarna gelmektedir. Parmaklarıyla kolayca yakalayabileceği kelebek, midye, bukle veya deniz kabuğu  şeklindeki makarnaları tercih edebilirsiniz. Makarnayı mutlaka pilav gibi kendi suyunda pişirin Kolayca almadığı birçok gıdayı soslu makarnayla karıştırarak çocuğunuza sunabilirsiniz. 

İşte size iki örnek;

Yeşil soslu makarna: 1 adet kabak,6 adet yeşil fasulye, 1 adet domates,1 küçük soğanı küçük parçalar halinde doğrandıktan sonra 20-30 dakika pişirin. Püre haline getirilerek pişmiş makarnanın üzerine dökün. Bu karışımın üzerine 1 çorba kaşığı rendelenmiş peynir ilave ederek çocuğunuza sunabilirsiniz.

Etli makarna: 50-100 gr kadar kuzu kıyma ya da organik tavuk eti gibi etlerden birisi  20-30 dakika kadar haşlanır. Daha sonra ufak parçalara bölünen bu etler haşlanmış makarnanın üzerine dökülür. 1 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı ekleyerek bu karışımı 2-3   dakika daha kaynattıktan  sonra oda sıcaklığında çatalla iyice ezip çocuğunuza sunabilirsiniz.

   BAL KABAKLI KEK : 100 gr balkabağını 20 dakika haşladıktan sonra iyice ezin.1 yumurta,yarım çay bardağı zeytinyağı,2-3 adet ceviz ya da badem,1 çorba kaşığı kuru üzüm,1 çay kaşığı tarçın,yarım paket kabartma tozu ve yarım çay bardağı  buğday ununu balkabağı ile karıştırın.Hazırladığınız bu karışımı önceden 200 dereceye kadar ısıttığınız fırında 20 dakika pişirdikten sonra oda sıcaklığında çocuğunuza sunabilirsiniz.

   MUZLU MUHALLEBİ : 1 çay bardağı süt,1 çay bardağı buğday unu,2 tatlı kaşığı toz şeker ve 1 paket vanilyayı karıştırarak kısık ateşte 10 dakika pişirin.Ateşten aldığınız bu karışımın içine yarım çay bardağı kakao,ince dilimlenmiş 2 adet muz,1 çorba kaşığı kuru üzüm,1-2 adet ceviz-badem ya da fındık ekleyin.Tüm bunları iyice karıştırdıktan sonra kısık ateşte 10 dakika daha pişirdikten sonra oda sıcaklığında çocuğunuza sunabilirsiniz.

   SALATALAR: Bebeğinize artık salata şeklinde çiğ sebzeleri de verebilirsiniz.Başlangıçta (Mevsiminde ve tarladan olma koşuluyla)Domates ve salatalık dilimlerini eline verebilirsiniz. Sonra bu yiyeceklere havuç, patates, kabak, marul,maydanoz,nane,dereotu, yeşil soğan-kuru soğan,pancar, lahana,Yeşil fasulye,bezelye gibi yeşil yapraklı sebzeleri de ekleyebilirsiniz.Tüm bunları tek tek verebildiğiniz gibi birçoğunu karıştırarak içerisine zeytinyağı,limon ya da sirke ekleyerek de verebilirisiniz.

                                                                                                                                                                                           Afiyet olsun!

                                                  ÇOCUK VE TELEVİZYON

      Yazıma başlamadan önce hemen belirteyim.Televizyon,bilgisayar,tablet,Laptop,CD,DVD ,akıllı telefon videoyu ve tüm görsel ,işitsel oyun araçlarını aynı kategoriye koyuyoruz.Televizyon için söylediklerimiz diğerleri için de geçerlidir.

    20.Yüzyılın en büyük buluşları arasında yer alan TV insanlık adına büyük gelişmelere sebep olmuştur. Aile hayatını;milattan önce ve milattan sonra gibi TV’den önce TV’den sonra diye 2’ye ayırmak mümkündür.

   Televizyondan önceyi; aile yaşamı için karanlık, televizyondan sonrayı ise aile yaşamı için aydınlık dönem olarak nitelendirebiliriz.

   Çağımızın en önemli kitle iletişim aracı olan televizyonun çocuklara yararlımı; zararlımı? olduğu hep sorgulana gelmiştir. Bu soruyu ben bıçak insana yararlımı,zararlımı ya da uranyum insanlık için yaralımı ,zararlımı? şeklinde algılıyorum. Bıçakla elma soyarsak yararlı, elimizi kesersek zararlı.Uranyum atomundan elektrik enerjisi üretebiliriz ve yararları sonsuzdur.Atom bombası yaparsak da zararları sonsuzdur.Bunun gibi televizyonu  olumlu kullanırsak elbette ki yararlıdır.Gereğinden çok ve yerli yersiz kullanırsak elbette ki zararlıdır.Azı karar,çoğu zarar ilkesi çoğu şeyde olduğu gibi burada da geçerlidir.

Televizyonun çocuklara olan olumsuz etkilerini söyle sıralayabiliriz;

  *Öncelikle çocuk cansız bir varlık karşısındadır. Konuşmasına, bakışına, gülümsemesine karşılık vermeyen ,gönderdiği iletişim ve etkileşim mesajlarını algılamayan sert ve soğuk bir cisim karşısındadır.

  *Duygusal ve sosyal uyarıdan yoksundur.

  *Çocuklar televizyon başında hareketsiz kalmakta enerji harcamamakta.

  *Yine televizyon başında farkına varılmadan gereğinden fazla besin tüketilmekte,

  *Reklamlardan olumsuz etkilenilerek kalorisi yüksek besin değeri az besinler tüketmekte ve buda çocukta  fazla kiloya neden olmaktadır.

  *Çocuk olaya katılamamakta önüne ne sürülürse onu kabullenmekte,fikir yürütememekte,soruları cevapsız kalmakta,sevgi ve sıcaklık bulamamaktadır.

  *Sosyal  gelişimi olumsuz etkilemekte çevre ve arkadaş ilişkilerini bozmakta.

  *Zamanı tüketmekte; diğer aktivitelere, oyuna, ödeve, okumaya zaman kalmamaktadır.

  *Gecenin geç saatlerine kadar anne ve babanın yanında televizyon izleyen çocukta uyku ritmi bozulmaktadır.

  *Çocuk için hazırlanmayan bazı programlar dil gelişimini olumsuz etkilemekte hatta konuşma bozukluğuna neden olmaktadır.

  *Dili çocuklar konuşarak ve tekrar ederek öğrenmekte televizyon bu konuşma ve tekrarı engellediği için konuşmayı geciktirmektedir.

  *Aşırı şiddet ve abartılı cinsellik içeren filimler çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir.

Televizyon da ki şiddetin çocuğun ruh sağlına olan olumsuz etkileri;

    8 yaşın altındaki çocuklarda soyut düşünce oluşmamıştır,gerçek ve fantezi arasında ki ayırım henüz yapamazlar.Çocuklar için hazırlanmayan programlarda gerçek ile rolü  birbirlerine karıştırırlar ve T.V de gördükleri  her şeyi  gerçek olarak değerlendirirler ve olduğu gibi algılar.Çocuklar gördüklerini öğrenir ve uygularlar. Genelde filmlerde şiddeti uygulayan kahramandır, şiddet uygulanan kötü adamdır. Çocuk problemleri çözmek için şiddet uygulanmasını normal olarak değerlendirir ve çevresine de uygulamak ister. Yine şiddeti göre göre şiddete karşı duyarsızlaşır. Bazı filmlerde  şiddet komedi ve cinsellikle işlenir.Bu gibi filimler karşı tarafa zarar verirken eğlence ve zevkte uyandırdığı için daha da zararlıdır.

Sonuçta çocuklarda saldırgan davranışlarda artma, kendine ve yakınlarına zarar geleceği korkusu,  uyku bozuklukları, gece kabusları, saldırganı model alma, güçlünün yanında olma gibi ciddi bozukluklara neden olduğu için çocukların şiddete tanık olmasını asla istemiyoruz.

Anne babalar çocukları ile televizyon izlerken istenmeyen bir görüntüyle karşılaştıklarında;

     Öncelikle anne-babalar  çocuklarına hangi programı izleteceklerini ve hangi programı birlikte izleyeceklerini baştan belirlemelidirler.

Birlikte izledikleri bir programda programın gidişi istenmeyen bir sahneye doğru ise çocuğa fark ettirmeden ilgisini başka alana yöneltmelidirler . Örneğin bu birlikte oyun oynamak, kitap okumak, dışarı çıkmak, oyuncaklarına yöneltmek olabilir.

İstenmeyen ani bir görüntü karşısında ise “ Evladım bu program bize göre değil. Bunu izlemek yerine gel seninle şu aktiviteleri yapalım” diyerek yine çocuğun merakının artmasına neden olmadan başka uğraşlara yöneltmelidirler.

Televizyon izlemenin çocuğa olan yararları;

  *Televizyon çocukların işitsel,görsel uyaranlarla,öğrenmesine,bilgilenmesine ve eğlenmesine katkıda bulunur..

  *Eğitici programlarla derslerine yardımcı olur.

  *İlgi alanlarını genişletir.

  *Çocuklar için hazırlanmış müzik programları ile ruhsal doyumu sağlar.

  *Haber ve belgesel programları ile dış dünya, çevre ve diğer insanlarla ilgilenmesine yol açar.

  *Savaş, yoksulluk gibi hayatın gerçeklerinden haberdar olmasını sağlayarak, yalnız kendini değil dış dünyayı da düşündürerek  bencillikten uzaklaştırır.

  *Özel hazırlanmış çocuk programları ile dilini doğru ve düzgün kullanmasını sağlar.

  *Zamanında başlanan yabancı dil programları ile ikinci bir dil öğrenmesine katkıda bulunur.

  *Daha büyük çocuklar doğru Internet kullanımı ile gerekli sonsuz bilgiye kolayca ulaşarak derslerinde,ödevlerinde büyük kolaylıklar sağlayabilirler.

  *Eğitici sağlık programlarını izleyerek sağlıkları hakkında doğru ve yararlı bilgiler edinebilirler.

Televizyondan daha verimli yararlanmak için belli kurallara uyulmalıdır,

    Her şeyde olduğu gibi burada da anne- babalar çocuklarına örnek oluşturmalıdırlar. Çocuklar gördüklerini uygularlar. Kendisi bütün gün televizyon başından ayrılmayan anne baba çocuğuna kural koyamaz. Başta anne baba olmak üzere evde yaşayan herkesin bir televizyon izleme programı olmalıdır. Bu program ev işlerini, yemeği, oyunu, kitap okumayı, ders çalışmayı ve aile içi kaynaşmayı olumsuz etkilemeyecek ve her birine yeterli zaman bırakacak bir program olmalıdır. Yan yana değil birlikte yaşayan bir aile yapısı içinde olunmalı, çocuk yaşamın her alanına katılmalıdır.

  *3 Yaşın altındaki çocuklar kesinlikle televizyon karşısında olmamalı ve onlara televizyon izlettirilmemelidir.

   *3-6 yaş arasındaki çocukların televizyon başında geçirdikleri günlük süre 2 kez  30-45 dakikayı geçmemelidir. Yaşlarına uygun çocuklar için özel olarak hazırlanış televizyon kanallarındaki programlardan ya da normal kanallardaki yaşlarına uygun çocuk programlarından yararlanılabilir.

  *6-12 yaş arasında çocuklar hafta içi günlük en fazla 1 saat, hafta sonları ise  2-3 kez 30-45 dakika süre ile televizyon izleyebilirler.

  *16 YAŞ ALTINDAKİ ÇOCUKLAR ASLA YALNIZ BAŞINA TELEVİZYON İZLEMEMELİ. Anne babalar çocuklarla birlikte televizyon izlemeli, programları değerlendirilmeli, çocuğun görüşü sorulmalı, karşılaşılan olaylar hakkında fazla detaya girmeden yorumlar yapılmalı ve onun da yorumlara katılması sağlanmalıdır.

  *Hangi süre ile ve ne çeşit programın izleneceği önceden planlanmalı, günlük, haftalık, aylık programlar yapılmalı.

  *Televizyon başında çocuklara asla yemek yedirilmemeli.

   *Bir seferde 30-45 dakikadan fazla televizyon izlenmemeli.

  *Çocuğun günde en fazla 3 kez 30-45 dakika televizyon izlemesine izin verilmeli.

  *İstenmeyen görüntülerin yer alabileceği programlardan kaçınılmalı.

SAĞLIKLI BİR RUHSAL VE BEDENSEL GELİŞİM İÇİN ÇOCUKLAR MÜMKÜN OLDUĞUNCA TELEVİZYONDAN UZAK AKTİVİTELERE YÖNLENDİRİLMELİDİR

      Çocukların en önemli uğraşı oyundur. Büyük için iş neyse çocuk içinde oyun aynıdır.Erişkin ruh sağlığı sevmek ve çalışmaksa;çocuk ruh sağlığı sevilmek ve oynamaktır.Çocuklar boş  zamanlarının  % 80 ‘ini oyunla geçirmelidir.

  *Aile içinde sohbet etmek çok eğlenceli olabilir. Çocukların eş, dost ve akrabalarla birlikte olmaları sağlanmalı ve onlarla yeterince zaman geçirmelerine fırsat verilmelidir.

  *Yine kitap okumak çok iyi bir boş zaman değerlendirme yöntemidir.

  *Ev işlerinde anneye yardımcı olmak, odasını toplamak, oyuncaklarını yerleştirmek. Daha büyük çocukların yemeğe, bulaşığa, temizliğe yardımcı olması boş zaman değerlendirmesi dışında çocuğun hayata hazırlanması içinde gereklidir.

   Sözün özü; Televizyon güncel yaşamımızın olmazsa olmaz bir gerçeğidir. Yaşamın gerçeklerini, zorluklarını ve eğlenceli yanlarını bize yansıtır. Doğru kullanıldığında yaşam ve aile ilişkileri açısından çok faydalı, etkili ve vazgeçilmez bir araçtır.YETER Kİ TELEVİZYONUN ESİRİ OLMAYALIM…..

                                                                                                                                                   Dr.  YILMAZ   BAY

                                                                                                                                    Çocuk Sağlığı Ve Hastalıları Uzmanı 

                                                                                                                                   Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileğiyle

 

Yorumlar kapalı.